Yazar Adı: Dr. Aleyna Berfin ŞİMAL
Son Güncelleme Tarihi: 24.08.2023
Versiyon: 4
Yayın tarihi: 30.08.2023
Psikoz nedir? :
Hastanın gerçeklik algısıyla ilgili bozulmaların yaşandığı klinik tabloya psikoz adı verilir. Sanrı, halüsinasyon, dezorganize düşünme ve konuşma, ve diğer düşünce bozuklukları gibi semptomlarla kendini gösterir. Ancak deliryumun aksine psikotik atak esnasında bilinci açık olan hasta yüksek entelektüel emek gerektiren işleri yapabilir. Psikoz, semptomların çeşitliliği ve ağırlığına bağlı olarak geniş bir varyasyon gösterir. Bir hastada gündelik yaşantısındaki ilişkileriyle ilgili sanrılar ve anksiyete görülürken, bir başka hastada yoğun halüsinasyonlar, agresyon ve ajitasyon şeklinde seyredebilir.
Psikotik bozukluğun tanınması ve ilk yaklaşım:
Acil tıp kliniğinde karşılaşılan her hastada olduğu gibi psikiyatrik bir durum düşünülen hastada da genel durumun değerlendirilmesi esastır. Hastanın özellikle ajitasyon ve saldırganlık durumu iyi değerlendirilip; hastanın kendisinin, hekimin, sağlık hizmeti veren tüm diğer personelin ve alanda bulunan diğer hastaların güvenliği için önlemler alınmalıdır. Öncelikli olarak yapılması gereken, hastanın sözel olarak sakinleştirilmeye çalışılmasıdır. Bunun için hekim hastayla net, yargılayıcı olmayan ve sakin bir üslupla konuşmalı, hastanın ajite durumunu tetikleyebilecek sözlerden, postürden ve abartılı göz temasından kaçınmalıdır. Sözel uyarının ardından sakinleştirilemeyen, hala kendine ve çevreye zarar verme tehdidi bulunduran hastalarda tespit ve izolasyon uygulanabilir. Bu hususta Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından belirlenen tespit ve izolasyon endikasyonları şu şekildedir:
-Diğer kontrol yöntemleri etkili veya uygun olmadığında hasta veya diğer kişilere yönelik zararın önlenmesi
-Tedavi programında ciddi aksama veya fiziksel çevreye yönelik zararın önlenmesi
-Hastanın maruz kaldığı uyaranların azaltılması
Psikiyatrik hastalarda mümkün olan en güvenli ve en az kısıtlayıcı çözüm ile tedavi ve taburculuk sürecinin planlanması asıl önceliğimiz olmalıdır.
Psikoz tanısının konulması:
Psikoz tanısı direkt olarak anamnez üzerinden konur. Hastanın ve yakınlarının vereceği anamnezin iyi değerlendirilmesi önemlidir. Bazen hastalar acile ilk başvurduklarında veya yakınları tarafından getirildiklerinde doktora karşı güven duymama eğiliminde olabilirler. Yakınlarına bahsettikleri halüsinasyonlar hakkında doktorla konuşmak istemeyebilirler. Ya da doktorun da kendilerine karşı bir komplo planının içerisinde olduğu gibi sanrıları olabilir. Bu yüzden hastanın tavırlarının ve anamnezinin iyi analiz edilmesi, yakınlarından da bilgi alınması psikoz tanısının konabilmesi için kritiktir. Ayrıca hastalar eğer içgörüsü yoksa psikotik semptomlarını başlıca şikayetleri olarak görmezler ve başka sebeplerden acil tıp kliniğine başvurabilirler. Bu sebeple her hastanın nörolojik muayenesinin yapılıp, çevreyi algılayış biçiminde bir değişim görüldüğünde daha detaylı sorgulanması gereklidir.
Psikotik semptomlar gösteren hastanın anamnezinde yapılması gereken özellikli sorgulamalar:
-Halüsinasyonların detaylı özellikleri:
- Deneyimlenen halüsinasyonun hangi duyuyla algılandığı sorulmalıdır. Görsel, işitsel, olfaktor, taktil, gustatuar (tat alma hissi şeklinde) ve somatik (vücudun içinde bir şeyler hissedilmesi şeklinde tariflenen) formları mevcuttur.
- İşitsel halüsinasyonlar özelinde kimin sesini duyduğu, bu sesin kendisine herhangi bir emir verip vermediği, veriyorsa içeriğinin ne olduğu sorulmalıdır. Yapılan bir çalışmada emir veren işitsel halüsinasyonların % 52’si suicidal, %18i ise homicidal olarak görülmüştür. Bu nedenle acil tıp kliniğinde müdahale bakımından da bu soruların sorulması önemlidir.
- Görsel halüsinasyonlar ise organik bozukluklarda daha sıktır. Özellikle alkol/ madde kullanım bozukluklarında çok sayıda hasta görsel halüsinasyonlardan yakınır. Işık yanıp sönmesi veya hareket eden, biçim değiştiren objelerin olduğu görüntüler çoğunlukla halüsinojen madde kullanımıyla ilişkilendirilirler. Ancak nörolojik bozukluklarda veya yaşlılarda göz hastalıklarında da ortaya çıkabilecekleri unutulmamalıdır.
- Sadece şizofreni, şizoaffektif bozukluk gibi primer psikotik bozuklukların değil birçok başka psikiyatrik hastalığın psikoza sebep olabileceği unutulmamalıdır.
- Travma sonrası stres bozukluğu olabileceği gibi, eğer hasta yakın olduğu birini kaybettiyse yasın erken evrelerinde de işitsel halüsinasyonlar yaşanması sık karşılaşılan bir durumdur.
- Psikiyatrik hastalıkların görülmesi bakımından özellikle de şizofrenide soygeçmişin önemi fazladır. Daha önce herhangi bir psikoz öyküsü olmayan hastada psikiyatrik hastalık tanısının konabilmesi anlamında birinci derece yakınlarının psikiyatrik öyküsünün alınması faydalıdır.
- Nörolojik sebepler:
- Kafa travması
- Epilepsi
- Demans
- SVO
- İntrakraniyal lezyonlar
- Yapısal beyin anomalileri
- Anevrizmalar
- Kardiyovasküler sebepler:
- Kronik kalp hastalığı ilişkili anemi
- Hipoperfüzyon
- Hipoksi
- Pulmoner yetmezlik
- Endokrin sebepler
- Hipoglisemi
- Hipertiroidi / hipotiroidi
- Hiperparatiroidi/ hipoparatiroidi
- Addison hastalığı
- Cushing sendromu
- Sepsis ve çeşitli enfeksiyonlar ( Viral ensefalitler, HIV, nörosifiliz, pnömoni, ARA vb.)
- Nutrisyonel eksiklikler
- Vit A eksikliği
- Vit D eksikliği
- Magnezyum eksikliği
- Pernisiyöz anemi (b12 vitamin eksikliği)
- İlaçlar ( Antibiyotikler, antikonvülzanlar, anksiyolitikler, kardiyovasküler ajanlar ve antidepresanlar başta olmak üzere pek çok ilaç etkeninin yan etkisi olarak)
- İntoksikasyonlar
- Alkol
- Amfetamin
- Anabolik steroidler
- Kanabinoidler
- Halüsinojenler
- Kokain
- İnhale edilen uçucu maddeler
- Alkol veya sedatif hipnotiklerin yoksunluğu
- Psikiyatrik hastalıklar
- Primer psikotik bozukluklar (şizofreni, şizoaffektif bozukluk, akut geçici psikotik bozukluk ve paylaşılmış psikotik bozukluk gibi)
- Psikotik özellikli depresyon veya psikotik özellikli bipolar bozukluk
- Kompleks travma sonrası stres bozukluğu
- Borderline, paranoid ve şizoid gibi bazı kişilik bozuklukları
- Peripartum psikoz ve otizm spektrum bozuklukları gibi bazı özel durumlarda da oluşabilir.