AFTÖZ ÜLSERLER

Tekrarlayan Aftöz Ülserler (TAÜ), klinik olarak yuvarlak veya ovoid şekilli, nekrotik odaklı, zemini gri veya sarı renkli, kenarları oldukça iyi sınırlı, kenarlarında kızarıklığı bulunan, tek veya çok sayıda ağrılı ülserler şeklinde görülebilir.   KLİNİK SUNUM TAÜ klinik olarak üç alt grupta incelenebilir. Bunlar minör, majör ve herpetiform tekrarlayan aftöz ülserlerdir. Minör lezyonlar çapı 1 cm’den küçük olan, sığ, skar oluşumu olmaksızın yaklaşık 1–2 hafta içinde iyileşme gösteren lezyonlardır. Bu lezyonlar sıklıkla ağzın non‐keratinize bölgelerinde (bukkal, labial ve ağız tabanında) izlenip  orta şiddetli bir ağrı oluşturabilirler. Majör lezyonlar çapı 1,0 cm’den büyük, derin olan lezyonlardır. Bu lezyonların iyileşmesi skar dokusu ile yavaş (6 haftaya kadar) olmaktadır. Majör form ülserlere ateş ve halsizlik şeklinde bulgular eşlik edebilir. Genelde dudak, dil, yumuşak damak bölgelerinde görülüp puberte sonrasında izlenirler. Herpetiform aftöz ülserler genelde çok sayıda (>10 adet), 1‐2 mm çapında papül yapısı ile karakterizedir. Bu tür lezyonlar oral kavitenin her bölgesinde izlenebilir ve başlangıcı daha ileri yaşlarda olmaktadır. İyileşme süreci yaklaşık 7 ‐30 gün arasındadır. Sıklık sırasına göre Minör (%80) > Majör (%10-15) > Herpetiform (%5-10)[i]     ETİYOLOJİ Aftların etiyolojisi kesin olarak bilinmemektedir. Aftların oluşumuna neden olan tek bir faktörden söz etmek zordur. Lezyonların gelişmesine zemin hazırlayan ortamların oluşması (travma, sigara, vb.) TAÜ gelişmesini artırabilir. TAÜ izlenen bireylerin büyük bir çoğunluğu sistemik açıdan sağlıklı bireylerdir. İmmün reaksiyonların ve güçlü kalıtsal faktörlerin etiyolojide rol aldığı düşünülmektedir.. Ailesinde TAÜ öyküsü bulunan bireylerde lezyonların daha erken yaşta ortaya çıktığı ve semptomların daha ağır seyrettiği gösterilmiştir.   RİSK FAKTÖRLERİ

  • Genetik faktörler
  • Stres
  • Travma
  • Tütün
  • Viral ve bakteriyel enfeksiyonlar
  • Beslenme yetersizlikleri
  • Endokrin ve otoimmün hastalıklar

TANI

Aftöz stomatitin tanısı kliniktir ve laboratuvar testleri genellikle gereksizdir, ancak inatçı, şiddetli veya tekrarlayan vakalarda tanı testleri düşünülebilir

AYIRICI TANI

  • Behçet sendromu
  • Kontakt dermatit
  • Oral kanser
  • Herpes simpleks
  • İlaca bağlı lezyonlar
  • Sistemik lupus eritematozus
  • Liken planus
  • Enflamatuar barsak hastalığı
  • MAGIC sendromu (iltihaplı kıkırdak ile birlikte ağız ve genital ülserler)
  • Aftöz stomatit, farenjit ve adenit ile birlikte periyodik ateş (PFAPA)[iii]
TEDAVİ

Ağız ülserlerinin geçici olarak giderilmesi ve tedavisi için geniş bir ürün yelpazesi kullanılmaktadır.   Akut Tedavi Akut tedavide topikal tedaviler sıklıkla tercih edilir (kortikosteroidler, lokal anestezikler, antibakteriyeller, büzücü ve antiseptikler)

  • Anestezikler, yemekten önce geçici rahatlama sağlamak için kullanılabilir
  • Kortikosteroidler, hafif ila orta dereceli RAS için birinci basamak tedavi seçeneğidir.
  • Antimikrobiyal, daha ciddi vakalarda veya bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde ikincil enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olmak için Klorheksidin ya da Nystatin süspansiyonu kullanılabilir.
  Kronik Tedavi Tek başına topikal tedaviden fayda görmediğini bildiren hastalarda veya şiddetli RAS durumunda oral seçenekler denenebilir.
  • Akut şiddetli RAS'ın ilk basamak tedavisi, 4 ila 7 gün boyunca günde 20 ila 40 mg oral prednizondur.
  • Şiddetli RAS'ın oral kortikosteroidlerle iyi kontrol edilemediği durumlarda günlük 10 mg montelukast güvenli bir alternatif olabilir.[iv]
ÖZET

Oral ülserler epidermisi ve bağ dokuyu içeren doku kaybı ile karakterize lezyonlardır. Etiyolojide alta yatan birçok nedeni vardır. Görülme sıklığı oldukça yüksektir ve sıklıkla da ağrılıdır. Oral ülserli hastaya yaklaşım sistemik hastalığa yaklaşımda takip edilen algoritmaya uygun olmalıdır. İyi bir anamnez ve bunu takip eden muayene ve bunların sonucunda elde edilen verilerle sonuca ulaşılmalıdır. Bu değerlendirme sürecinde altta yatan diğer sistemleri tutan hastalıkların da iyi tanınması gereklidir.                        

Dr. Öykü ATAŞ