Amniyotik Sıvı Embolisi “Gebeliğin anafilaktoid reaksiyonu” olarak da adlandırılan durumda; yapılan otopsilerle de tespit edilen, maternal pulmoner yatak içi fetal orijinli skuamöz hücreler mevcuttur. 1-12/100 bin vakada rastlanan durumun ana semptomları Ani başlangıçlı hipoksemi kardiovasküler kollaps
RİSK FAKTÖRLERİ İleri anne yaşı plasenta previa multiparite fetal distress eklampsi Uterin travma düşük amniyosentez sezeryan
Semptom ve Bulgular Semptomlar sıklıkla doğum sancıları başladığında, doğum sırasında ya da doğumdan hemen sonra postpartum dönemde görülmeye başlanır. Hipoksemi ve solunum yetmezliği Kardiyojenik şok’ a bağlı hipotansiyon Disemine intravasküler koagülasyon Koma Nöbet Hepsinde olmasa da, pek çok vakada klinik semtomplar fazlar halindedir. Birinci faz, akut solunum yetmezliği ve kardiyak arrest ile karekterize iken, eğer hastalar yaşarlarsa ikinci faz DIC ile birlikteliği olan ciddi hemorajik şok fazıdır. ‼️Ciddi ani ölüm riskinin olduğu ilk birkaç saat sonunda halen yaşayan hastaların bazılarında ki bu oran, % 70’ lere kadar çıkabilmektedir. ‼️Endotelyal-alveoler membran hasarı gelişir. ‼️ Sonrasında sol kalp yetmezlik bulgularının olduğu non-kardiyojenik pulmoner ödem gelişir. Yapılan hayvan çalışmaları, maternal pulmoner yatak vazospazmı ve oklüzyonunun geliştirdiği ani pulmoner hipertansiyon. Kor pulmonale ve sistemik hipotansiyonun Kardiyojenik şok’ a yol açtığını ortaya koymaktadır. Kardiyak semptom ve bulguların oluşumundan 10-30 dk. sonra olacak şekilde hızla ilerleyen koagülasyon bozuklukları bazen saatlere yayılacak şekilde gecikebilir.
TANI Anjiografi nadiren bilgi verir. Pulmoner arter dallarında obstruktif patern sıklıkla görülmez. Yine, ekokardiyografide akut sağ ventrikül basınç yüklenmesi ile uymlu sağ ventrikül ve ana pulmoner damar genişlemesi olabileceği gibi, tersi olarak sol ventrikül yetmezlik görüntüsü de ortaya konabilir. Bronkoalveolar lavaj sıvısında amniyotik hücrelerin varlığı ya da otopsi ile pulmoner arterde fötal yapıların görülmesi destekleyici bulgu olabilse de pratik anlamda tanı diğer tanıların dışlanması ile konur.
Tedavi Destekleyici tedavi ön planda olup, hastaların büyük çoğunluğuna mekanik ventilasyon ve inotrop tedavi verilmek zorunda kalınır. Amniyon sıvı emboli olgularının %65 inde doğum safhasına geçilmemiştir. Bu hastalarda fötal hasarı azaltmak ve etkin resusitasyonu sağlamak üzere acil sezaryan akla getirilmelidir. Ölümün gerçekleştiği %85’e yakın hastada neden kardiyojenik şok ve onun komplikasyonlarıdır. Yaşayan hastaların büyük kısmında ise nöbet ve kalıcı nörolojik sekel gelişmektedir. Dr. Ezgi Aydemir Kaynakça: