Dispne tanımı

        Yaşa bağlı değişiklikler

        Dispne nedenleri

        Dispnesi olan yaşlı hastaya yaklaşım

        Pulmoner emboli ve yaşlı

        KOAH ve yaşlı

        Akut koroner sendrom ve yaşlı

        Kalp yetmezliği ve yaşlı

        Pnömoni ve yaşlı

 

ü  Dispne, yaşlılarda en sık görülen semptomlardan biridir.

ü  Nefes almada sıkıntı hissi, sağlıklı bir kişide yoğun fiziksel efor  sırasında da ortaya çıkabilir.

ü  Patolojik dispne ise, insanlar normalde iyi tolere edilmesi gereken  durumlarda nefes darlığı yaşanması durumudur.

ü  Yaşa bağlı değişiklikler, akut dispnesi olan yaşlı hastanın  değerlendirmesinde birçok zorlukları ortaya çıkarmaktadır.

ü  Yaşa bağlı fizyolojik değişiklikler, yaşlı hastaların semptomlarını  algılayabilme yeteneğini etkiler.

ü  Komorbid tıbbi durumların fazlalığı, klinisyenlerin doğru tanı için  kullandıkları tipik hastalık paternlerinin ve klinik bulguların  görülmemesine neden olmaktadır.

ü  Dispnenin tek şikayeti olduğu akut koroner sendrom gibi yaşamı  tehdit eden hastalıkların atipik prezentasyonları yaygındır.

ü  Bu durum sıklıkla yanlış tanılara veya tanıda gecikmelere yol  açmaktadır.

ü  Akut dispnesi olan yaşlı hastalara hatalı tanı konulması ve yanlış tedavilerin uygulanması, morbidite ve mortalitede önemli bir artışla  ilişkilidir.

Ray P, Birolleau S, Lefort Y, et al. Acute respiratory failure in the elderly: etiology, emergency  diagnosis, and prognosis. Crit Care 2006;10(3):R82.

ü  Patolojik dispnenin objektif kanıtları taşipne, siyanoz ve bilinç durum  değişikliğidir.

ü  Dispne hissine, kemreseptörler, mekanreseptörler ve akciğer reseptörleri dahil olmak üzere birkaç farklı reseptör aracılık eder.

Mahler DA, Fierro-Carrion G, Baird JC. Evaluation of dyspnea in the elderly. Clin Geriatr Med  2003;19:19–33.

YAŞIN DİSPNE VE  AKCİĞER  FONKSİYONU ÜZERİNE ETKİSİ:

·       Yaşa bağlı bağ dokuda meydana gelen değişiklikler,  bronşların hacimlerinin azalmasına ve elastikiyetini  kaybetmesine neden olur.

·       Bu değişiklikler bronşiollerin erken kapanmasına ve hava  akımına artmış dirence neden olur.

·       Alveollerin sayısının azalması gaz değişimi için gerekli  yüzey alanında azalmasına neden olur.

·       Zorlu ekspiratuar hacimde azalma meydana gelir.

·       Difüzyon kapasitesinde azalma meydana gelir.

·       Solunum kaslarının zayıflaması solunum kapasitelerini etkiler.

·       İnterkostal kıkırdak dokunun kalsifiye olması ve kostavertebral artritler

toraks duvarının solunuma uyumunu etkiler.

·       Solunum kasları ve diyaframın kitlesinin azalması solunum işinin

zorlaşmasına neden olur.

 

YAŞA BAĞLI  DEĞİŞİKLİKLERİN SONUÇLARI:

·       Bütün bu değişiklikler yaşlıların solunum  eforunun artmasına solunum  dekompansasyonuna meyilli olmasına  neden olur.

·       Artmış solunum yüküne nörolojik gerilemeye bağlı artmış aspirasyon riski ve öksürük refleksinin azalması koruyucu  mekanizmaların etkinsizliğine neden olur.

·       Fizyolojik bu değişiklikler Pulmoner  emboli gibi patolojik değişikliklerin  algılanmasını ve tanınmasını zorlaştırır.

Pulmoner nedenler:

        Pulmoner emboli

        Kronik obstrüktif  akciğer hastalığı

        Astım

        Pnömotoraks

        Pnömoni

        ARDS

        Plevral efüzyon

        Göğüs duvarı veya  pulmoner travma

        Malignite

        Konjestif kalp  yetmezliği

        Akciğer ödemi

        Akut koroner  sendrom

        dysrhythmia

        Perikardiyal  efüzyon /  tamponad

        Anemi

Metabolik nedenler:

        Asidoz

        Sepsis

        Aspirin toksisitesi

 

Nöromüsküler hastalıklar:

        Serebrovasküler olay

        Miyozit

        Guillain-Barre sendromu

        Myastenia gravis

        Vokal kord felci

 

Üst solunum yolu tıkanıklığı:

        Anjioödem

        Anafilaksi

        İntrinsik tümör

        Tiroid genişlemesi

        Dış bası

        Yabancı cisim

 Psikiyatrik hastalıklar:

        Hipervantilasyon

 

        Anksiyete

YAŞLI DİSPNE HASTASININ  İLK DEĞERLENDİRMESİ:

        Akut nefes darlığı şikayeti ile gelen yaşlı hastanın  başlangıç değerlendirmesi, öykü ve fizik muayeneye dayanmalıdır.

        Yaşlılar sıklıkla dispneye katkıda bulunabilecek  eşzamanlı çoklu tıbbi sorunlara sahiptirler.

        İyi bir hasta öyküsü almak yaşlılarda dispne için  ayırıcı tanı listesinin daraltılmasında anahtar ilk  adımdır.

        Bunun yanında yaşlıların hatırlayamadıkları  hastalıkları ve ilaçları olabileceği de göz önüne  alınmalıdır.

 

DİSPNENİN  SORGULANMASI

        Hastalarda

-Dispnenin akut veya kronik zeminde  gelişip gelişmediği;

-Dispne geliştiği sırada efor durumu;

-Dispnenin tekrarlama durumu;

-Dispneye eşlik eden durumlar  sorgulanmalıdır.

 

OLASI DİSPNE  NEDENLERİ

·       Göğüs ağrısı, çarpıntı, soğuk  terleme > kardiyak nedenler

·       Öksürük, balgam, ateş > enfeksiyöz nedenler

·       Bacakta şişlik, hemoptizi,  ortopne > Pulmoner emboli

 

ü  Ray ve arkadaşları yaptıkları  çalışmada başvuru şikayeti olan  nefes darlığı olan yaşlı  hastalarda, % 43’üne öksürük, %  18’ine balgam, % 6’sına göğüs  ağrısı ve% 1’ine hemoptizi eşlik  ettiğini bildirmişlerdir.

Ray P, Birolleau S, Lefort Y, et al. Acute  respiratory failure in the elderly: etiology,  emergency diagnosis, and prognosis. Crit Care  2006;10(3):R82.

ü  Geçmişte tıbbi öyküde hayati tehlike  oluşturan komplikasyonlara neden  olabilecek KOAH, astım, koroner arter  hastalığı, kalp yetmezliği, malignite,  derin ven trombozu, trombofili, immünosüpresyon ve tıkayıcı hava yolu  lezyonları gibi önceden mevcut tıbbi  durumlar özellikle sorgulanmalıdır.

ü  Hastanın daha önceki hastane ve yoğun  bakım yatışları sorgulanmalıdır.

ü  Yaşam boyu mesleki  maruziyetler, sigara içme öyküsü, kalıtsal bozukluklar ve  ailede bulunan tromboembolik,  kardiyak, pulmoner veya metabolik hastalıklar  hakkındaki bilgiler, ayırıcı  tanıda risk sınıflandırmasında  yardımcı olabilir.

 

FİZİK MUAYENE

·       Akut şiddetli solunum sıkıntısı ile  başvurulduğunda, klinisyen hastanın  stabilizasyonuna öncelik vermeli ve  ardından daha ayrıntılı muayene  yapmalıdır.

·       Şiddetli dispnenin fizik muayene  bulguları; retraksiyonlar, soğuk terleme,  bilinç bozukluğu, hipotansiyon, taşikardi  ve taşipnedir.

·       Hastanın stabilizasyonu için yaşamsal  belirtileri ve hava yolu açıklığı, nefes  alma ve dolaşım üzerine odaklanır.

·       Damar yolu sağlanması, oksijen desteği ve kardiyak monitörizasyon ilk  adımdır.

·       Doku perfüzyonu ve oksijenizasyonu birincil öneme sahiptir.

·       Apne, solunum yorgunluğu veya solunum yolunu açık tutamama söz  konusu ise endotrakeal entübasyon yapılmalıdır.

·       Tek taraflı solunum seslerinin alınmadığı durumda pnömotoraks, tek  taraf entübasyonu, tek traflı plevral efüzyon veya tek taraf akciğerin  tamamını tutan pnömoni akla gelmelidir.

·       Solunum sesleri tek taraflı alınmamasına juguler venöz dolgunluk ve  hipotansiyon eşlik ettiği durumlarda tansiyon pnömotoraks için acil  iğne torakostomi yapılmalıdır.

·       Fizik muayene de Pulmoner muayenenin yanı sıra ciltte siyanozun  izlenmesi, palpasyonla krepitasyonun değerlendirilmesi önemlidir.

·       Kardiyak muayenede kardiyak sesler ve üfürümler ayrı ayrı  değerlendirilmelidir.

·       S3 sistolik disfonksiyonu gösterirken S4 diyastolik disfonksiyonun  belirtisidir.

·       Yeni duyulan üfürüm yeni gelişen kapak disfonksiyonunun veya  papiller rüptürün belirtisi olabilir.

·       Juguler venöz dolgunluk kalp yetmezliği, kor pulmonale, tansiyon  pnömotoraks ve kardiyak tamponad belirtisi olabilir.

·       Toraks muayenesinin yanı sıra abdominal muayenede de  hepatojuguler reflü, assit       gibi bulgular kalp yetmezliğini destekler.

·       Nörolojik muayene de bilinç durumunun takibi, hipoksik hastalarda  ajitasyon, anksiyete; hiperkapnik hastada sommonans gelişebileceğinden önemlidir. Yine Guillain-Barre syndrome ya da  myasthenia gravis gibi solunum kaslarını tutan hastalıkları tanımak için gereklidir.

TANISAL TESTLER

        Yaşlı hastada tanısal testler planlanırken hastanın  öyküsüne ve muayene bulgularına göre öncelikle  yaşamı tehdit eden hastalıklar dışlanmalıdır.

        Yaşa bağlı değişikliklerin patolojik durumları maskelemesi ve tanınmasını güçleştirmesi yaşlı  hastalarda tanısal testlerin önemini bir kat daha  arttırmaktadır.

        Yaşlı hastalarda yine eşlik eden hastalıkları  sebebiyle sıklıkla bazal EKG ve PA akciğer grafileri  yeni ve eski ayrımı yapılamayacak bulgular mevcut  olabilir.

        Yaşlı hastalarda yine eşlik eden hastalıkları sebebiyle sıklıkla bazal EKG  ve PA akciğer grafileri yeni ve eski ayrımı yapılamayacak bulgular  mevcut olabilir.

        Bu nedenle tam kan sayımı, elektrolitler, troponin, BNP gibi kan  tetkikleri ve tomografi gibi ileri görüntüleme yöntemleri bu ayrımı  yapabilmek için sıklıkla kullanılan tanısal testlerdir.

Morgan WC, Hodge HL. Diagnostic evaluation of dyspnea. Am Fam Physician 1998;57(4):711–6.

 

PULMONER  EMBOLİ VE  YAŞLILIK

        Yaşlı hastalar inme, kırıklar veya kronik rahatsızlıkları nedeniyle immobil kalabilmekte bu da venöz staz artışına neden olmaktadır.

        Travma, yanıklar, maligniteler, hormon replasman  tedavileri, finrinojen ve prokoagulanların artışı  hiperkoaguliteye neden olmaktadır.

        Yine kırıklar, travma ve kemoteraptik ajanlar endotel hasarına neden olmaktadır.

        Bir başka deyişle yaşlı hasta Virchow triadının her kolu için artmış risk durumuna sahiptir.

        Yaşlı hastalarda Pulmoner emboli semptom ve bulguları sıklıkla benzer  olsa da daha fazla hemoptizi izlenmektedir.

        Bununla birlikte yaşlı Pulmoner emboli hastaları gençlere göre daha  fazla Pulmoner hipertansiyon bulguları izlenmektedir.

        70 yaş üstü hastaların %85 inde PA akciğer grafilerinde anormal bulgu  mevcuttur.

        D-dimer 60 yaş üzeri hastalarda eşlik ayrıcı tanıda yer alan pnömoni,  AKS, kalp yetmezliği gibi patolojilerde de yükselebilmektedir.

        KOAH’na bağlı korpulmonale, eski kalp yetmezliğine bağlı BNP  yüksekliği yaşlı hastada tanıyı zorlaştıran diğer nedenlerdir.

Berman AR, Arnsten JH. Diagnosis and treatment of pulmonary embolism in the elderly.Clin Geriatr  Med 2003;19:157–75.

 

KOAH VE YAŞLI

        Yaşlılarda KOAH'ın patofizyolojisi, hava  yollarının elastikiyetini kaybetmesi ve kronik  bronşite bağlı hava akımı obstrüksiyonu ve  hiperkapni, amfizem ve hiperinflasyona  neden olan hava hapsi ile karakterize edilir.

        KOAH hastalarında eşlik eden kalp yetmezliği, pnömoni, gastroözevagial reflü  semptomların artmasına neden olmaktadır.

        Yaşlı hastalarda respiratuar rezervin yaşa  bağlı azalması atak döneminde hastaların  kolaylıkla dekompanse olmasına neden  olmaktadır.

        Yaşlı hastalarda KOAH tedavisini güçleştiren bir diğer nokta da  hastaların kalp yetmezliği veya glokom nedeniyle beta bloker  kullanmasıdır.

        Şiddetli solunum yetmezliği belirtileri, dakikada 25’den fazla solunum  sayısı, hipoksinin neden olduğu ajitasyon, hiperkapninin neden olduğu  uyku hali, solunum kas yorgunluğu, diyaforezis veya hava akımı eksikliğinden kaynaklanan sessiz göğüsdür.

 

TEDAVİ

        Tedavide hastaların oksijen  saturasyonları %88-92 olacak şekilde oksijen desteği verilmelidir.

        İnhale beta-agonist ve ipratropium  ile oral veya inhale steroidler  verilebilir.

        Antibiyotik tedavisi önerilmektedir.

 

AKUT KORONER SENDROM VE YAŞLI

        Dispne akut koroner sendromlu göğüs ağrısı  olmayan yaşlı hastaların yarısında kardinal  semptomdur.

        Koroner arter hastalığının gençlere göre  daha yavaş gelişiyor olası kollaterel  beslenme sisteminin gelişmesine neden  olmakta ve bir koruyucu olarak ortaya çıkmaktadır.

        Bunun yanında yaşlı hasta grubunda atipik prezentasyonun artışına neden olmaktadır.

        Koroner arter hastalığında zaten yaş sigara, hipertansiyon, diyabet gibi  başlı başına bir risk faktörüdür.

        Fizik muayenede hipotansiyon, ral, periferik ödem kötü sonlanım için  riski arttıran bulgulardır.

        Yaşlılar önceki MI'lerin sekelleri, sol ventrikül hipertrofisi, önceden var  olan bloklar nedeniyle anormal bazal EKG'lere sahip olma

        eğilimindedir.

        Hastaların EKG’si değerlendirirken mümkünse eski EKG ile beraber  değerlendirilmelidir.

 

KALP YETMEZLİĞİ VE  YAŞLI

        65 yaş üstünde popülasyonun %10’unda  sistolik veya diyastolik disfonsiyon  mevcuttur.

        65 yaş üstü hastaların en sık hastaneye yatış nedeni dekompanse kalp yetmezliğidir.

        Kalp yetmezliği olan yaşlı hastaların en sık  acil başvuru nedeni dispnedir.

Gupta R, Kaufman S. Cardiovascular  emergencies in the elderly. Emerg Med Clin  North Am 2006;24:339–70.

        Aort ve diğer büyük damarlar yaşla birlikte elastikiyeti azalmaktadır.

        Elastikiyetin azalması, sol ventrikül hipertrofisine, artan oksijen gereksinimlerine ve sonuçta sistolik ve diyastolik kalp yetmezliğine  neden olur.

        Kalp yetmezliğinde böbrek perfüzyonunun azalması, sıvı tutulmasına  yol açar ve kalbin yetersiz pompa fonksiyonu ve hacim yüklenmesi  semptomların daha kötüleşmesine neden olur.

        Kalp yetmezliği öyküsü ve nefes darlığı ile başvuran hastada; son kilo  alımı, ilaç değişiklikleri, ilaç uyumu ve idrar çıkışındaki değişiklikler  sorgulanmalıdır.

        Kalp yetmezliğinin dekompanse olma nedenleri arasında diyet  tuzunun aşırı yüklenmesi, ilaç uyumsuzluğu, miyokart iskemisi,  aritmiler, böbrek yetmezliği, PE, kontrolsüz hipertansiyon ve enfeksiyonlar yer almaktadır.

        Kalp yetmezliği olan dispneik yaşlı hastaların laboratuvar tetkikleri,  tam kan hücresi sayımı, elektrolitler, kardiyak enzimler ve BNP  düzeyini içermelidir.

        Aneminin kalp yetmezliğinde mortalite ve morbiditeden sorumlu  olduğu unutulmamalıdır.

 

PNÖMONİ VE YAŞLI  HASTA

        Pnömoni 65 yaş üsütü polpulasyonda en sık  beşinci ölüm nedenidir.

        Yaşa bağlı değişiklikler ve komorbid hastalıklar, pnömoninin yüksek morbidite ve mortalite oranlarına katkıda bulunur.

        Mukosilier aktivitede de bozukluklar ve  balgamı çıkarabilme yeteneğinin zayıflaması, solunum sisteminde bulunan bakteri ve mukusun temizlenmesini engeller.

        Bu nedenle, yaşlı hastaların solunum sisteminde gram  negatif bakteriler daha fazla kolonize olmaktadır.

        Yutma refleksinin bozulması aspirasyon ve aspirasyon  pnömonisi risklerinin artmasına neden olur.

        Yaşa bağlı göğüs duvarının elastikiyeti kaybetmesi ve  solunum kaslarının atrofiye olması yaşlıların solunum  çabasının artmasına ve pnömoniye yakalandıklarında  kliğinin daha ağır seyretmesine neden olmaktadır.

        Pnömonisi olan yaşlı hastalarda mortalite ve morbidite riskini artıran  diğer faktörler arasında azalmış fiziksel aktivite, hastane yatış çıkışları,  yetersiz beslenme, sigara içme ve KOAH, kalp hastalığı, diyabet ve  malignite gibi önceden var olan komorbiditeler bulunmaktadır.

        Pnömonisi olan yaşlı hastaların acil servise başvuru nedenleri, yeme  içmede azalma, bilinç burum değişikliği, artmış düşme sıklığı, kronik  durumların kötüleşmesi veya normal günlük aktiviteleri yapma yeteneğinde azalma gibi spesifik olmayan semptomlar veya şikayetler  olabilir.

Niederman MS, Ahmed QA. Community-acquired pneumonia in elderly patients. Clin Geriatr Med  2003;19:101–20.