Tanı ve tedavi modalitelerindeki son gelişmeler ışığında AHA/ASA tarafından inmenin patofizyolojisi, oluşum mekanizması, kaynağı, etkilenen bölgeler gibi birçok faktör detaylı bir şekilde ele alınmıştır. Bu tanımlamalara göre:
a. İskemik İnme: Serebral, spinal veya retinal dokuların fokal infarktı nedeniyle ortaya çıkan nörolojik fonksiyon bozukluğudur.
b. Belirti Vermeyen Serebrovasküler Hastalık: Lezyonla ilişkilendirilen bulgu olmadan görüntüleme ve nöropatolojik inceleme ile ispatlanan serebrovasküler olaydır.
c. İntraserebral Kanama: Beyin parankim dokusunda veya ventriküler sistemde travma dışı ve genellikle hipertansiyona bağlı kanamadır.
d. Sessiz Serebral Kanama: Lezyona bağlı olarak herhangi bir akut nörolojik belirti olmaksızın beyin parankimi, subaraknoid mesafe ve ventriküler sistemde kronik olarak bölgesel kanamanın yapılan nörolojik görüntülemede tespit edilmesidir.
e. Subaraknoid Kanama (SAK): Beyin veya spinal kordun zarları olan araknoid ile piyamaterarasında bulunan subaraknoid mesafeye oluşan kanamalardır.
f. SAK Nedenli İnme: Travma dışı SAK nedeniyle meydana gelen nörolojik defisitlerdir.
g. Serebral Venöz Tromboz Nedenli İnme: Serebral venöz damarların trombozu sonucunda santral sinir sisteminde oluşan infarkt veya hemorajilerdir. İnfarkt veya kanama olmaksızın ödem nedeniyle oluşan ve geri dönüşlü olan bulgu ve belirtiler inme olarak adlandırılmaz.
h. Başka Şekilde Tanımlanamayan İnme: İskemi veya hemoraji nedeniyle oluştuğu düşünülen ancak yukarıdaki sınıflamalardan herhangi birine dahil edilemeyen 24 saatten uzun süren veya ölümle sonuçlanan akut nörolojik bozukluktur.
i. Geçici İskemik Atak (GİA): Eskiden tanımında ani başlayan, 24 saatten kısa süreli, geçici, ilerleyici olmayan, beyin, retina veya kohlea iskemisine bağlı olarak oluşan nörolojik defisit olarak tanımlanmaktaydı. Ancak günümüzde gelişen yeni görüntüleme yöntemleri ve AHA/ASA 2018 kılavuzuna göre semptom süresinin değişken oluşu nedeniyle, GİA; zamandan bağımsız olarak, fokal beyin, spinal kord, retinal iskemi bulgularına bağlı akut infarkt olmaksızın geçici nörolojik defisit olarak tanımlanmaktadır.
Sessiz beyin enfarktı, zamanla gelişen görüntüleme olanakları sayesinde yeni bir tanımlama olup, özellikle yaşlı hasta popülasyonunda olmak üzere tüm popülasyonda %5-62 gibi değişken oranda görülmekte ve temelde rutin beyin MR görüntülemelere tespit edilen, ancak klinik belirti vermeyen infarktlardır.