TANIM
1970 yılında Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından önerilen tanıya göre, "İnme, hızlı bir şekilde gelişen klinik belirtilerle karakterize, 24 saat veya daha uzun süren semptomlarla süregelen veya mortaliteye neden olan, damar kökenli başka bir görünür neden olmaksızın, fokal ya da global olarak beyin fonksiyonlarını bozan bir hastalıktır." DSÖ'nün bu tanımı daha çok semptomlara dayanarak oluşturulmuş bir tanımlama olup; son yıllarda yaşanan görüntüleme olanaklarında yaşanan gelişmeler neticesinde, 2002 yılında Geçici İskemik Atak (GİA) tanımlandı. Bu tanıma göre GİA; Vasküler orijinli olduğu tahmin edilen ve spesifik bir arter tarafından perfüze edilen beyin veya göz bölgesi ile sınırlı 24 saatten daha kısa süren, ani, fokal nörolojik defisit olarak tanımlandı. 2009 yılında Amerikan Kalp Topluluğu/Amerikan İnme Topluluğu (AHA/ASA) tarafından GİA; akut enfarktüs olmaksızın fokal beyin, omurilik veya retinal iskeminin neden olduğu geçici bir nörolojik işlev bozukluk epizodu olarak tanımlandı. 2013 yılında ise AHA/ASA inme tanımını sessiz enfarktüsleri (beyin, omurilik ve retinal arter dahil) ve sessiz kanamaları içerecek şekilde güncelledi.
EPİDEMİYOLOJİSİ
İnme, beyin en sık görülen hastalıklarından biridir. Kalp hastalıkları ve malignitelerden sonra, gelişmiş ülkelerde ölüm nedenleri arasında üçüncü, dünya genelinde ise ikinci sıradaki ölüm nedenidir. Erişkin dönem için morbidite ve sakatlığın en önemli ve en çok karşılaşılan nedenidir. 2022 Dünya İnme Örgütü (World Stroke Organisation) verilerine göre dünyada yılda yaklaşık 12,2 milyon inme vakası kayıt altına alınmaktadır. Yine yılda 6,5 milyonun üzerinde kişi hayatını kaybetmektedir. 15-49 yaş aralığında bir kişinin yaşamı boyunca inme geçirme ihtimali %16 olarak belirtilmektedir. Her yıl 7,6 milyondan fazla yeni iskemik inme meydana gelmektedir. Yıllık 3.3 milyon insan iskemik inme nedeniyle hayatını kaybetmekte iken her yıl 63 milyondan fazla sağlıklı 4 yaşam, iskemik inmeye bağlı ölüm ve sakatlık nedeniyle kaybedilmektedir. İnmenin yükü sadece yüksek mortalitede yatmamakta, aynı zamanda yüksek morbidite ile de hayatta kalanların yarıya yakın kısmının kronik olarak sekelli kalmasına neden olmaktadır. Bu sebeplerden dolayı inme, ciddi ekonomik ve sosyal sonuçları olan, halk sağlığı açısından son derece önemli bir hastalıktır. İnmenin insidansı, tipi ve sonuçları ülkeler arasında değişiklik göstermektedir. Batı ülkelerinde inmelerin yaklaşık %85’i iskemiye bağlı, %15’i kanamaya bağlıdır. Ülkemizdeki inme hastalarının genel özelliklerinin ve risk faktörlerinin araştırıldığı çok merkezli bir çalışmada; iskemik inmenin %72, hemorajik inmenin %28 oranında olduğu bulunmuştur.