Rinolojik Aciller 

Epistaksis

Lokal ya da sistemik nedenli olabilir. Çocuk ya da genç erişkinlerde daha çok anteriordan (Kisselbach pleksusu), 50 yaş üzeri, hipertansiyon ya da vasküler problemli hastalarda daha çok posteriordan kanama görülür. Epistaksis ile başvuran hastada ilk olarak kanama alanı temizlenip pıhtılardan arındırılarak kılavuz tamponlar (adrenalin ve topikal anestezik emdirilmiş pamuklar) yerleştirilip muayene edilmelidir. Hastaya damar yolu açılmalı, tansiyon ölçümü yapılmalı, tansiyon yüksek ise düşürülmelidir. Hastanın antikoagülan ilaç kullanımı geçirilmiş travma ya da cerrahi öyküsü, koagülopati varlığı ve diğer ek hastalıkları sorgulanmalıdır. Yoğun kanamalı, hipotansif durumlarda gerekirse transfüzyon düşünülmelidir. Hastanın ajite olduğu durumlarda hava yolu güvene alınıp sedasyon düşünülebilinir. Ön kanamalarda kanama odağı görülebilirse koterizasyon yapılır (gümüş nitrat ya da elektrokoter ile). Anterior, posterior ya da kombine tamponlar, nazal balonlar, internal maksiller arter, sfenopalatin arter ya da etmoid arter ligasyonları, anjiografik embolizasyon diğer kullanılabilinecek yöntemlerdir.

Burunda yabancı cisim


Özellikle çocukluk yaş grubunda görülür. İleri yaşta ise daha çok mental retarde hastalarda rastlanır. Bazen yabancı cismin burna konduğuna şahit olunan vakalar olarak başvuru olurken, bazen de tek taraflı burun tıkanıklığı, kötü kokulu burun akıntısı ile başvuru olur. Tesbit edildiğinde uygun vakalarda poliklinik şartlarında, bazen de ameliyathane şartlarında sedasyon altında çıkarılmalıdır. Özellikle pil gibi yabancı cisimler mukoza hasar riski sebebi ile bekletilmeden çıkarılmalıdır.

Burun travması ve nazal fraktürler

Erişkinlerde yüzün en çıkıntılı alanı olması sebebi ile nazal fraktür vücutta en sık görülen fraktürüdür. Çocuklarda ise nazal kemik yeterince sert olmadığından travma sonrası septal hematom daha sık görülür. Burnun travması sonrası şişlik, ağrı, ekimoz, kanama ya da burun tıkanıklığı ile başvuru olabilir. Muayenede nazal kemik ve septum değerlendirilmelidir. Radyolojik inceleme yanında palpasyonla krepitasyon, çökme ve kırık hattı değerlendirilmelidir. Fraktürün radyolojik olarak da doğrulandığı, redüksiyona karar verilen vakalarda lokal anestezi ya da sedasyon altında kemik ya da septum kırıkları redükte edilip, burna destek tamponları konmalı ve nazal dorsum splint ve alçı ile desteklenmelidir. Nazal dorsumda ödemin fazla olduğu durumlarda 3-4 gün ödemin geçmesi beklenebilinir. Nazal fraktürü olmayıp sadece septal hematomu olan vakalarda septuma insizyon yapılarak hematom boşaltılmalı ve tampon konularak baskı sağlanmalıdır. Septal hematomun boşaltılmaması durumunda septal apse gelişebilir